Glukoz Tolerans Bozukluğu (GTB) Glukoz İntoleransı Nedir?
Glukoz İntoleransı; Bireyin kan şekerinin normal kan şekeri ile diabetik kan şekeri arasındaki değerlerde bulunduğunda kullanılan bir değerlendirmedir. Bu kişilerde günün belli zamanlarında kan şekeri seviyeleri yükselebileceği gibi zaman zaman normal hatta normal altı seviyelerde seyredebilir.
Özellikle glukoz tolerans Bozukluğunun oluşum mekanizmasının özellikle, dokularda insülin kullanımına karşı direnç gelişmesi olduğu düşünülmektedir. Normalde kanda bulunan şekerin hücrelere girmesini sağlayan insülin hormonu, oluşan insülin direnci sebebiyle hücre içine girememekte böylelikle kanda ki şeker düzeyi yüksek kalmaktadır.
Yüksek kalan kan şekerini düşürmek için pankreas daha fazla insülin hormonu salgılar, ancak hücrelerdeki insülin direnci sebebiyle şeker yine hücre içine giremez. Bu durumda kişide kandaki insülin değeri de kan şekeri değeri de yüksektir. Zaman içerisinde pankreastaki insülin rezervi azalır ve hastalık Glukoz Tolerans Bozukluğu evresinden, aşikar diabet evresine geçer.
Yapılan çalışmalarda özellikle şişman bireylerde karın bölgesinde gerçekleşen yağ toplanmasının glikoz töleransında bozulmaya yol açtığı görülmüştür. Özellikle erişkin kişilerde görülebilen glikoz tolerans bozukluğu tablosu, zaman içinde tip 2 diabet oluşacağının göstergesidir.
Gelişmiş ülkelerde erişkinlerin yaklaşık %15’inde görülmektedir. Bu oranın gelişmiş ülkelerde artmış olmasının nedeni daha hareketsiz bir yaşam ve artan şişmanlıktır.
Glikoz Tolerans Bozukluğunun özellikle abdominal (karın ve bel) bölgedeki yağlanma artışıyla seyreden şişman bireylerde görülmektedir. Şişmanlık ile Glikoz Tolerans Bozukluğunun arasındaki ilişkide önemli faktörlerden biriside yaştır.
Yaş ilerledikçe glikoz töleransı da bozulmaktadır. Bu nedenle rutin checek-up’lar sırasında bu gruptaki bireyler şeker hastalığı açısından titizlikle incelenmeli ve şüpheli hallerde oral glukoz tölerans testi yapılmalıdır (OGTT- Oral Glukoz Tolerans Testi )
WHO (Dünya Sağlık Örgütü) kriterlerine göre;
Glukoz Tolerans Bozukluğunun önlenmesi yada oluşmuşsa bu evreden tip 2 diabet evresine geçmesi önlenmesi; yaşam alışkanlıklarının değiştirilmesiyle mümkün olabilmektedir.
İnsülin direnci ve GTB (Glikoz Tolerans Bozukluğu) kilo verdikten sonra düzelmektedir. Diabetli hastalarda dahi kilo kaybı kan şekerini normale döndürebilir. Egzersiz de kilo kaybından bağımsız olarak Glukoz Tolerans Bozukluğu ve insülin direncini düzeltir. Diyetle ve yaşam tarzıyla ilgili tavsiyelere geçmeden önce şunları tekrar hatırlamakta fayda var:
- Özellikle bel çevresinde yağlanması artmış şişman bireylerde Glikoz Tolerans Bozukluğu açısından dikkatli olunmalıdır./li>
- Açlık kan şekeri değeri 110-126 mg/dl arasında ise “Yükleme Testi” olarak bilinen oral glikoz tölerans testi yapılmalıdır.
- Kadınlarda PKOS (polikistik over sendromu) olan bireyler, diabet gelişimi yönünden artmış risk altında oldukları için şişman olmamalıdırlar. Bu kişilerde bel çevresi kalınsa ve birinci dereceden yakınlarında diabet öyküsü varsa değerlendirilmek üzere bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdırlar.
Yapılan tetkikler sonucunda Glukoz Tolerans Bozukluğu teşhisi konulmuşsa diyet ve egzersize başlanır. Kişinin kilo vermesi sağlanır ve gerekiyorsa ilaç desteğine başvurulur.
Kişi diabet diyetine alınmalıdır. Aynı zamanda hipertansiyon ve hiperlipidemi açısından değerlendirilmeli, tütün alışkanlığından uzaklaştırılmalı ve yaşam boyu denetlenebileceği bir sistemde rutin olarak sağlık kontrolleri de alınmalıdır.
Kişinin yapacağı diyetin ilkeleri aşağıda sıralanmıştır :
- Kan şekeri regülasyanunu sağlanması için öğün sayısı ve sıklığı 3 ana öğün + 3 ara öğün olacak şekilde düzenlenmelidir.
- Ana öğünlerde beş temel besin grubundan (ekmek, et, sebze, meyve ve süt) en az üçlü bir kombinasyon tüketilmelidir. Ara öğünlerde ise meyve ile süt) ya da ekmek ve peynir gibi hem karbonhidrat hem protein içeren bir öğün düzenlenmelidir.
- Peynir başta olmak üzere süt ve yoğurt muhakkak yarım yağlı yenmelidir.
- Diabette elma, şeftali, kiraz, ayva gibi şekeri geç emilen meyveler yenilmeli. Üzüm, Karpuz, kavun gibi kan şekerini hızla yükselten meyvelerden kaçınılmalıdır.
- Yemeklerle alınacak yağ miktarı, yağdan gelen enerji toplam enerjinin %25-30’u kadar olacak şekilde ayarlanmalıdır. Bunun için yapılabilecekler; kıyma ya da etle pişirilmiş sebze yemeklerine yağ koymamak, salatalara bir ya da iki tatlı kaşığını geçmeyen miktarda sıvı yağ katmak ve yağda kızartılmış yemeklerden uzak durmaktır. Tüketilen yağ, katı olmamalıdır. Yemeklerde sıvı yağ tercih edilmelidir. Son zamanlarda soya yağı, fındık ya da ayçiçek yağı ve zeytinyağı kombinasyonu önerilmektedir.
- Diyetin posa yönünden zengin olması gerekir. Bu nedenle ekmek grubundan yiyecek tercihi yaparken, normal ekmek yerine kepekli ekmek, patates yerine kurubaklagiller tercih edilerek hem tüketilen posa miktarı artırılır hem de glisemik indeksi (kan şekerini yükseltme hızı) düşük bir öğün oluşturulmuş olur. Ayrıca kolesterol ve trigliserin gibi kan yağları da optimal düzeylerde tutulabilir. Pirinç ve bulgur yenilmemesini de öneriyoruz. Tüketilen sebze ve meyveler de posa alımın önemli ölçüde artırırlar.
- Diyet, vitamin ve mineraller açısından dengeli ve yeterli olmalıdır. Her gün tüm besin gruplarından besin alındığı takdirde yetersizlik oluşmaz. Ayrıca diabette B grubu vitaminlerin (Özellikle B12) preperat olarak verilmesi önerilmektedir. Doktorun uygun gördüğü şekilde ek krom, E vitamini ve selenyum preperatları da alınabilir.
- Yapay tatlandırıcılar kullanılabilir. Aspartam içerenler tercih edilmelidir.
- Yeterli sıvı, özellikle su tüketimine dikkat edilmeli, günlük sıvı alımı 1,5 litrenin altına düşürülmemelidir. Diyet tedavisindeki temel prensiplere uyulduğu ve düzenli doktor kotrollerine gidilerek rutin kan şekeri takibi yapıldığı takdirde diabet, artık kişi için birlikte yaşamaktan rahatsız olmayacağı bir arkadaşı gibi olacaktır. Egzersiz ve ayak bakımı gibi unsurlar da atlanmamalıdır.
Tüketilmemesi Gerekenler
- Şeker ve şekerli tatlılar;
- Reçel, bal, pekmez, pasta, kek, çikolata;
- Katı yağlar (içyağı, margarin);
- Kaymak, krema, yağlı süt ürünleri;
- Şarküteri türü gıdalar (sucuk, pastırma, sosis, salam vb);
- Sakatatlar (karaciğer, böbrek, beyin gibi);
- Yağda kızartılarak ya da kavrularak hazırlanmış her tür gıda;
- Kuruyemişler, yağlı tohumlar (Ay çekirdeği, çiğdem.);
- Meyve suları, gazlı-şekerli içecekler, alkollü içecekler;
- Terkibi bilinmeyen hazır gıdalar. (Hazır gıdaların etiketleri muhakkak kontrol edilmeli, içeriklerinde şeker olan gıdalardan muhakkak uzak durulmalıdır)
Glukoz Tolerans Testi Fiyatları 2025
Glukoz Tolerans Testi Fiyatları 2025 hakkında bilgi için hemen tıklayın.